Hepimizin eve kapanmasına neden olan pandemi sırasında herkesin gözü alışveriş sitelerine döndü. Sokaklar ve alışveriş merkezleri boşalırken, evlerine kapanmış bizler ihtiyaçlarımızı (ve biraz da sıkıntımızı) gidermek için online e-ticaret sitelerine doluştuk. Eskiden bu yana e-ticaret sitelerini kullananlar artık tüm ihtiyaçlarını online siparişle gidermeye başladı. Bugüne kadar hiç e-ticaret kullanmayanlar ise bu dönemde e-ticaretle tanıştı, yavaş yavaş güvensizliklerini geride bırakıp pek çok ihtiyaçlarını yeni tanıştıkları web sitelerinden karşılamaya başladılar.
Fiziksel mağazalarını kapatmak durumunda kalan her ölçekte işletme satışlarını sürdürebilmek için e-ticarete yöneldi. E-ticaret siteleri olanlar da tüm dikkatlerini ve yatırımlarını online satış kanallarına yönlendirdiler. E-ticaret yapmayanlar ise hem nasıl bir fırsat kaçırdıklarını anladılar hem de hızla e-ticaret sitelerini açmaya başladılar. İşletmelerin dışında bireyler de instagramdan, etsy’den, hatta whatsapp üzerinden satışa başladı. Kargolar kilitlendi, ürünler depolarda alıcılarına ulaşmayı bekledi. Boş kalmış yollarda sadece kargo ve kuryeler insanlara ihtiyaçlarını ulaştırmak için çalışıyordu. Kısacası bu dönemde herkes e-ticaretle tanıştı, e-ticaret kullanır ve yapar oldu.
Covid-19 hastalığının etkisini bir miktar yitirmesiyle yeniden sokaklara çıkar, alışveriş merkezlerini ziyaret eder olduk ama e-ticaretin sağladığı kolaylığın, hızın, binlerce seçeneğe tek tıkla ulaşmanın, en iyisini bulmak için yerinizden kalkmadan karşılaştırma yapmanın tadını alanlar e-ticaretten vazgeçmedi. Alışveriş alışkanlıkları bir daha geri dönmeyecek şekilde değişti ve ticaretin yeni normali e-ticaret oldu.
“Pandemi ile büyüme hızı katlanan e-ticaret pazarı her yıl %40 büyüyerek 2019 yılında 83 Milyar TL’lik büyüklüğe ulaştı.”
Böyle bakınca e-ticaretin yaşadığımız şartlara ait bir eğilim, dönemsel bir moda olduğu düşünülebilir. Halbuki e-ticaret corona virüs hayatımızı derinden etkilemeden önce de büyük bir hızla büyüyordu. 2019 yılında yayınlanan e-ticaret istatistiklerine göre Türkiye’de e-ticaret bir önceki yıla göre %39 büyüyerek 83 Milyar TL’yi geçmişti. Üstelik bu büyüme son 5 yıldır aralıksız ve giderek hızlanarak devam ediyor. Sadece online iş yapan siteler (yani fiziksel hiç mağazası olmayan işletmeler) için yıllık büyüme oranı %50 yi buluyor.
2020 yılında bu büyümenin katlanarak en az 2-3 yıllık gelişmenin bir yılda gerçekleşeceğini tahmin etmek zor değil. Üstelik bu gelişme sadece Türkiye’de olmuyor. Avrupa ve diğer ülkelere baktığımızda Türkiye’nin daha gidecek çok yolu olduğunu da görüyoruz. Avrupa’da e-ticaretin toplam ticaretteki payı %10 ile %18 arasında değişirken yüksek büyümeye karşın Türkiye’de e-ticaretin payı 2019 da %6 ya ulaştı. Dünya’nın hemen her yerinde e-ticarete dönüş ise benzer hızlarda devam ediyor.
“2020 yılında Avrupa’da yazılımcı açığı 500.000 kişiyi bulacak.”
Yazılımcılar tabi. E-ticaret tamamen yazılımlarla yürüyen bir iş. Ürünleri sergilerken, ararken, sipariş verirken veya verilen siparişleri alırken ve hazırlarken, kargolarken, siteler için reklam yaparken, o reklamlara tıklarken farkında olsak da olmasak da pek çok yazılım kullanıyoruz. E-ticaret yapabilmek için bu yazılımları geliştirecek, üzerinde değişiklikler yapacak veya desteğini verecek yazılımcılara ihtiyaç var. E-ticaretin hızlı büyümesi sonucunda da çok fazla e-ticaret yazılımcısına ihtiyaç olmaya başladı. Hem de çok fazla. Bugün tüm Dünyada büyük bir yazılımcı açığı var ve e-ticarete dönüşümün bu hızda gerçekleşmesi için çok daha fazla yazılımcının yetişmesi gerekiyor. Sadece Avrupa’da 2020 yılında yazılımcı açığının 500.000 kişiye ulaşması bekleniyor. Yani e-ticaret yazılımlarını öğrenmek için en doğru zaman şimdi.
E-ticaret yazılımlarını Wookod farkı ile öğrenmek için tıklayın.